Owen Chamberlain kimdir? Hayatı ve Eserleri: (1920) ABD’li fizikçi. Antiprotonun varlığını deneysel olarak kanıtlayan fizikçilerden biridir. 9 Temmuz 1920’de California Eyaleti’nin San Francisco kentinde doğdu. Babası bir radyoloji uzmanıydı. 1941’de Dartmouth College’dan fizik diploması aldı. 1942şl945 arasında “Manhattan projesi” adıyla bilinen atom bombası yapımına yönelik çalışmalara katılmak üzere lisansüstü eğitimine ara verdi. Savaştan sonra eğitimini sürdürerek 1949’da Chicago Üniversitesi’nde Enrico Fermi’nin öğrencisi olarak doktorasını bitirdi. Berkeley’deki California Üniversitesinde öğretim üyesi, 1958’de de profesör oldu. 1959’da Emilio Segre ile Nobel Fizik Ödülü’nü paylaştı. 1960’da ABD Ulusal Bilimler Akademisi’ne üye seçildi. Halen Berkeley’de Lawrence Radyasyon Laboratuvarları’nda yüksek enerji fiziği üzerine çalışmalar yapmaktadır.
Chamberlain’ın en önemli
çalışmaları, varlığından yirmi yıl söz edilmesine karşın bir türlü bulunamayan
antiprotonu Segre ile üretmesi ve beklenen özelliklerini doğrulamasıdır. Her
temel parçacığın, karşı elektrik yüklü, fakat eşit kütleli bir antiparçacığı
olduğu 1930’da İngiliz teorik fizikçisi P.A.M. Dirac tarafından ortaya
atılmıştı. Bu fikrin elektron için doğruluğunu 1932’de C. D. Anderson kozmik
ışınlardan gelen parçacıklar arasında antielektronu (pozitron) bularak
gösterdi. Protonun antiparçacığı ise elektrondan 1800 kez ağır olduğundan ancak
6.3×10 elektron-Volt (eV) gibi çok daha yüksek bir çarpışma enerjisinde
üretilebilecekti. Laboratuvarlarda bu enerjilere ancak 1950’lerde ulaşılabildi;
bu yıllara gelinceye değin kozmik ışınlarda da antiprotonun bulunamaması, bu
parçacığın varlığı konusunda kuşkuların doğmasına yol açmıştı.
1950’lerin başlarında Berkeley’de
parçacıkları 6 milyar eV dolaylarında enerjilere çıkartabilen “Bevatron” adlı
hızlandırıcı yapılınca, Owen Chamberlain ve Segre bir grup deneysel fizikçiyle
birlikte sabit nötronların hızlandırılmış temel parçacıklarla bombardımanı yoluyla
antiproton üretmek üzere çalışmalara başladılar. Çarpışmalar sonunda
üretilenlerin yalnızca 30.000’de birinin antiproton olması beklendiğinden, çok
karmaşık bir “ayıklama” gerekiyordu. Owen Chamberlain ve Segre’nin grubu
milyonlarca parçacığı, yük ve kütle ölçütleri ile ayıkladıktan sonra, yirmi
ayrı antiproton adayı buldular. Bunların antiproton oldukları konusunda kuşku
kalmaması için, proton ve nötronlarla çarpıştıkları zaman yok olarak mezonlara
dönüştüklerini fotoğraf emülsiyonlarındaki çarpışma izlerinden gösterdiler.
Böylece 1955’te antiprotonun, bir yıl sonra da antinötronun gerçekten var
olduğu gösterildi. Chamberlain’ın bunun dışındaki başlıca araştırmaları
kendiliğinden fisyon, proton saçılmaları ve anti- nükleonların özellikleri
üzerinde oldu.
Antiproton’un bulunuşu
antiparçacıkların varlıkları konusundaki inancın güçlenmesini sağlaması
bakımından önemlidir. Bu inanç, Einstein’ın görelilik kuramının ve kuvantum
kuramının temel ilkelerine dayandığından bu parçacıkların bulunmaması fizikte
derin bir kriz doğuracaktı. Bu temel soruna çözüm getirmenin yanı sıra, Owen Chamberlain
hızlandırıcılarla “gariplik” (strangeness) diye adlandırılan yeni bir kuvantum
sayısına sahip parçacıklar üretmek ve bunları diğerlerinden ayırmaya dayanan
deneyleri geliştirmekte de öncülük etmiştir.
Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, Cilt 25, Anadolu
yayıncılık.
Yorumlar kapalı.