Cockcroft, John Douglas Kimdir? Hayatı ve Eserleri: (1897-1967) İngiliz, fizikçi. Hızlandırılmış protonlardan yararlanarak atom çekirdeğinin parçalanabileceğini ve başka çekirdeklere dönüşebileceğini deneysel olarak kanıtlamıştır. 1897’de Lancashire’ın Todmorden kentinde doğdu. 18 Kasım 1967’de Cambridge’de öldü. 1914’te Manchester Üniversitesi’nde başlayan matematik öğrenimi, I. Dünya Savaşı yüzünden yarım kaldı. Savaş sonrasında, önce Manchester Üniversitesinde elektrik mühendisliği, ardından da Cambridge Üniversitesi’nin St. John College’ında matematik eğitimi gördü. 1924’te Rutherford’un yönetimindeki Cavendish Laboratuvarları’nda çalışmaya başladı. 1932’de Walton ile birlikte, geliştirdikleri hızlandırıcıdan yararlanarak ilk yapay çekirdek dönüşümünü gerçekleştirdiler. Cockcroft 1929’da St. John College’da başlayan akademik görevini Cambridge’de çeşitli düzeylerde sürdürdü. 1934’de Royal Society’nin Cambridge’deki Mond Laboratuvarı’nın yöneticiliğine getirildi. “Jacksonian” profesörlüğüne getirildiği 1939’da ikmal bakanlığına bağlı Bilimsel Araştırma Bölümü başkanlığıyla başlayan savaş hizmetini, Hava Savunması Araştırma ve Geliştirme Dairesi başkanlığıyla sürdürdü. Bu dönemde savunmada radar kullanımı konusunda çalıştı. 1946’da Atom Enerjisi Projesi’ni yönetmek üzere Kanada’va çağrılan Cockcroft, bu ülkede ağır sulu iki nükleer reaktörün yapımını yürüttü. 1946’da Harwell Atom Enerjisi Araştırma Kurumu’nun başkanı olarak İngiltere’ye döndü. Sonraki yıllarda, İngiltere’de birçok bilimsel kuruluşun ve uluslararası bilimsel toplantının başkanlığını ya da üyeliğini yaparak hizmetlerini sürdüren Cockcroft, Walton ile paylaştığı 1951 yılı Nobel Fizik Ödülü ve “sir” unvanı da dahil pek çok ödül almıştır.
Cockcroft bilimsel çalışmalarının ilk dönemlerinde elektrik
mühendisliğine ilişkin alanları seçti. O sıralarda Cambridge’de çok yüksek
manyetik alanlar yaratabilecek düzeneklerin tasarımıyla uğraşmakta olan Kapitsa
ile birlikte çalıştı. Rutherford için, alfa ışın spektroskopisinde kullanılmak
üzere bir elektromıknatıs ve beta ışını spektrokopisi için bir alıcı mıknatıs
tasarımı gerçekleştirdi. Elektrik mühendisliğinin daha pek çok konusunda
çalışmaları olan Cockcroft’un en önemli başarısı ise çekirdek fiziğinin temel
sorunlarından birisinin kuramsal çözümüne deneysel kanıt sağlamak oldu.
1920’lerde Rutherford’un alfa taneciği adını verdiği artı
elektrik yüklü ve ağır radyoaktif ışın parçacığının nasıl oluştuğu ve daha
önemlisi çekirdeğin dışına nasıl çıkabildiği fizik dünyasını uğraştıran bir
soruydu. Yapılan ölçümler alfa parçacığının enerjisinin, çekirdekten kurtulmak
için yeterli olmadığını kesinlikle gösteriyordu. Bu çelişkinin açıklanabilmesi,
Heisenberg ve Schrödinger’ın kuramsal temellerine oturttuğu ve M. Born ile N.
Bohr’un fiziksel olasılık yorumunu geliştirmeye başladıkları kuvantum-dalga
mekaniği yardımıyla başarılabildi. 1928’de Gamow, Condon ve Gurney kuvantum
mekaniğinin bulgularını alfa bozunmasına uygulayarak, yeterli enerjiye sahip
olmayan alfa taneciklerinin belli bir olasılıkla çekirdekten
kurtulabilmelerinin, Heisenberg’in “belirsizlik ilkesi”nin doğal bir sonucu
olduğunu kanıtladılar.
Cockcroft aynı durumun çekirdeğe dışarıdan gönderilecek tanecikler
için de geçerli olabileceğini düşündü. Hesapları, birkaç yüz bin voltluk
enerjiye sahip protonların, hafif ve dolayısıyla elektrik yükü ve iticiliği
küçük olan çekirdeklere sızarak onları parçalama olasılığının çok düşük
olmadığını gösterdi. O sıralarda yüklü taneciklerin hızlandırılmasıyla uğraşan
Walton ile birlikte çalışarak 1932 başlarında, 500 bin voltun üzerine
çıkabilecek bir hızlandırıcının yapımını tamamladılar. Cockcroft-Walton
hızlandırıcısı, yüksek ve tek yönlü bir potansiyel farkını kesintisiz olarak
uygulayabilen bir düzenekti. 14 Nisan 1932’de 400 bin volt dolayında bir
potansiyel farkıyla çalışmakta olan Walton, hızlanan protonların bir lityum
levhasına çarptıktan sonra, çinko sülfürle kaplı camda alfa parçacıklarınkine
benzer ışıltılar doğurduğunu gözledi. Lityum çekirdeğinin içine girebilen protonlar, çekirdeği iki alfa parçacığına dönüştürmüştü.
Cockcroft ile Walton’un gerçekleştirdikleri deneyde çekirdeğin
parçalanmasıyla Gamow-Condon- Gurney kuramı doğrulanırken, parçalanma öncesi ve
sonrası yapılan ölçümlerle de Einstein’ın kütle-enerji eşdeğerliliği kuramının
ilk deneysel kanıtına ulaşılmış oldu.
John Douglas Cockcroft Eserleri:
- Yüksek Hıza Sahip Artı Yüklü
iyonlar. Atom Çekirdeğinin Dönüştürülmesi ve Yapay Radyoaktiflik Yaratmada
Kullanımları - Radiyoterapi
ve Fizik Araştırmaları için Doğrusal Hızlandırıcı ve Senkrotronların Geliştirilmesi
Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri
Ansiklopedisi, Cilt 26, Anadolu yayıncılık.
Yorumlar kapalı.