Jean Cocteau Kimdir? Hayatı ve Eserleri: (1889-1963) Fransız şair, yazar, oyun ve senaryo yazarı. İki Dünya Savaşı arasında yazdığı öncü (avant-garde) tiyatro oyunlarıyla ün kazanmıştır. Jean-Maurice Cocteau 5 Temmuz 18S9’da Paris yakınlarındaki Maısons-Lafitte’de doğdu, 11 Ekim 1963’de Milly-la-Foret’de öldü. Avukat olan babası resim ve müzikle ilgileniyordu. Evleri ünlü sanatçıların uğrak yeriydi. Cocteau, Condorcet Lisesi’nde okurken, Comedie Française’in bütün oyunlarını izledi. İlk şiir kitabı La Lampe d’Aladin (“Alaaddin’ in Lambası”) 1909’da yayımlandı. Anna de Noailles (1876-1933), Proust, Rostand gibi ünlü kişilerle tanıştı. 1922’de yayımlanan romanı Thomas l’ımposteur’ün (“Düzenbaz Thomas”) malzemesini, ambülans şoförü olarak katıldığı I. Dünya Savaşı’nda topladı. 1917’de ilk bale oyunu ‘Ballet realiste’ Parade (“Gösteri, ‘Gerçekçi Bale”’) sahnelendi. Jean Cocteau o günlerde Max Jacob, Modigliani, Picasso, Ravmond Radıguet (1903-1923) ile dost oldu. Radiguet’nin ölümü üzerine uyuşturucu kullanmaya başladı. Bu alışkanlıktan kurtulmak için zorlu bir savaşım verdi. En önemli yapıtları bu dönemde ortaya çıktı. 1926’da sahnelenen Orphee ile dikkatleri üzerine topladı. Eşcinsel yaşantısını anlatan Le lıvre blanc (“Beyaz Kitap”) 1928’de, uyuşturucudan kurtuluşunu anlatan Opium: Journal d’tme desintoxication (“Afyon: Zehirden Arınmanın Günlüğü”) 1930’da yayımlandı. 1932’de ilk filmi Le Sang d’un poete’ı (“Bir Şairin Kanı”) yönetti. Koşuk diliyle yazdığı tek oyunu Renaud et Armide, Nazi işgali sırasında oynandı. Savaş sonrasında, senaryolarını kendi yazdığı birçok film yönetti. 1950’lerin sonlarına doğru çeşitli kiliselere freskler yaptı. 1962’de, ölümünden bir yıl önce, bir vasiyetname niteliğindeki şiir kitabı Requiem (“Ağıt”) yayımlandı.
20. yy’nın çok yönlü sanatçılarından olan Jean
Cocteau, yaşamı
boyunca “yeni”nin peşinden gitmiştir. Dada ve Gerçeküstücülük gibi akımların
temsilcileriyle birlikte çalışmış, buna karşın hiçbir akıma bağlı kalmamıştır,
insanda gizlendiğini söylediği “düşünen bitki ve hayvanı” bulmak için bütün
yenilikçi akımların tekniğini denemiştir. Gramofon kılığına bürünmüş
insanlar, aynalar, camcılık yapan melekler, mankenler, oyunlarının ve filmlerinin
olağan görüntüleridir. Picasso ve besteci Erik Satie ile birlikte gerçekleştirdiği
Parade’in ilk gösterilişi sırasında, oyunu küstah ve ahlaksız bulan bir grup
kadının saldırısı, Cocteau’nun yarattığı görüntülerin kışkırtıcılığını
anlatması bakımından ilginçtir. Aynı oyunun program dergisine bir yazı yazan
Apollinaire de “gerçeküstücü” terimini ilk kez burada kullanmıştır. Dönemin
eleştirmenleriyse onu, Alfred Jarry’nin başlattığı akımın bir temsilcisi
olarak görmüşler, getirdiği yeniliği önemsememişlerdir.
1920’lerde mitolojik konulan çağdaş tiyatroya uyarlayarak
dikkatleri üzerine toplayan Cocteau, daha sonra sahnelediği oyunlarda bu
yöntemi sık sık kullanmıştır. 1934’teki La machine infernale (“Cehennem Makinesi”)-Oidipus
teması üzerine kuruludur. Ancak klasik oyundaki koro kaldırılmış, yerine
öyküyü zaman zaman hatırlatan bir ses konmuştur.
Cocteau’nun çocukluk ve gençlik dönemine duyduğu özlem bütün
yapıtlarının havasına sinmiştir. Kahramanları şair ruhlu kimselerdir. Sanatçı
onların bu halini angelisme (meleklik) olarak adlandırır. Bu kahramanlar hep yabancısı
oldukları, düşman bir ortamda varoluş kavgası verirler. Jean
Cocteau otuzu aşkın
sahne yapıtında yarattığı çocuksu ve abartılı dünya ile izleyicinin düş gücünü
zorlamayı amaçlamıştır.1955’de Fransız Akademisi’nin “kırk ölümsüz sanatçıdan
biri” olarak onurlandırdığı Cocteau, öncü (avant-garde) tiyatronun gelişmesinde büyük katkıları olmuş bir yenilikçidir.
Jean Cocteau Eserleri:
Roman:
- Thomas
l’ımposteur, 1922,
(“Düzenbaz Thomas”); - Les enfants
terribles, 1929, (“Korkunç Çocuklar”).
Oyun:
- ‘Ballet
realiste’, Parade, 1917,(“Gösteri, Gerçekçi Bale”); - Le boeuf sur
le toit, 1920,
(“Damdaki Öküz”); - Orpbee, 1926, (“Örfe”);
- Edipe-Roı, 1928, (Kral Oidipus);
- La machıne
infernale, 1934, (“Cehennem Makinesi”); - Renaud et
Armıde, 1943, (“Renaud ile Armide”).
Şiir:
- La lampe
d’Aladin, 1909, (“Alaaddin’in Lambası”); - Le Cap de
Bonne-Esperance, 1919,
(“Ümit Burnu”); - L’Ange
Heurtebıse, 1925, (“Melek Heurtebise”); - Leone, 1945;
- Requiem, 1962, (“Ağıt”).
Film:
- Le sang d’un
poete, 1932, (“Bir Şairin Kanı”); - Le tcstament
d’Orphee, 1959, (“Orfe’nin Vasiyeti”).
Otobiyografi:
- Le Livre blanc, 1928, (“Beyaz Kitap”);
- Opıum:
Journal d’une desintoxıcatıon, 1930, (“Afyon: Zehirden Arınmanın Günlüğü”); - La difficulte
d’etre, 1947, (“Varolma Güçlüğü”).
Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri
Ansiklopedisi, Cilt 26, Anadolu yayıncılık.
Yorumlar kapalı.