Georg Cantor kimdir? Hayatı eserleri: (1845-1918) Alman, matematikçi. Temel matematik öğretimine yeni bir anlayış getiren küme kuramının kurucusu. Sonsuz kavramına ilişkin çalışmalarıyla mantık ve analizin gelişmesine büyük katkıda bulunmuştur. Georg Ferdinand Ludwig Philipp Cantor 3 Mart 1845’te St. Petersburg’da (bugün Leningrad) doğdu. Annesinin etkisiyle gelişen sanat eğilimi, mühendis olmasını isteyen babası tarafından engellendi. Annesi Katolik, babası Protestan olan Cantor Protestanlığı yeğledi. Orta Çağ tanrıbilimin kılı kırk yaran düşünce yönteminden büyük ölçüde etkilendi. Cantor, St. Petersburg’daki ilk öğreniminin ardından 1856’da ailesi ile birlikte Frankfurt’a geldi. Lise öğrenimini Darmstadt ve Wiesbadcn’de sürdürdü. Matematik konusundaki yeteneği bu yıllarda ortaya çıktı. Mühendis olmasını isteyen babasının karşı koymaktan vazgeçmesi üzerine 1862’de Zürih Üniversitesi’nde matematik öğrenimine başladı. Ertesi yıl Berlin’e döndü ve Berlin Üniversitesi’nde matematik, fizik ve felsefe-okumaya başladı. Bu okulda, Karl T. Weierstrass’ın verdiği analiz derslerinden büyük ölçüde etkilendi. Sonraları çalışmalarına karşı çıkan Kronecker’den sayı kuramı ve Karl T. Kummer’den yüksek aritmetik dersleri aldı.
1867’de, Göttingen Üniversitesi’nde
geçirdiği bir yarı yıl sonrasında, Gauss’un 1801 ‘de yayımlanan Disquisitiones Arithmeticae’sında ortaya
atılmış bir problemin çözümü ile ilgili olarak in re mathematica ars proponendi pluris facienda est quan solvendı (“Matematikte Soru Sorma Sanatı Problem Çözmekten Daha Değerlidir”) adlı doktora tezini hazırladı. 1869’da Halle
Üniversitesi’nde ders vermeye başladı. 1879’da profesör oldu. Berlin Üniversitesi’ne geçme çabaları Kronecker tarafından sürekli engellenen
Cantor, yaşamının sonuna değin Halle Üniversitesi’nde
kaldı. Cantor’un tanınması önce Almanya dışında oldu. İlk çalışmalarını, Mittag-Leffler’in isveç’te
çıkarmakta olduğu Açta Mathematica adlı
dergide yayımladı. 1901 yılında Londra Matematik Derneği’nin onur üyeliğine
seçildi. 1902’de Christiania (bugün Oslo), 1911 ‘de St. Andrews üniversiteleri kendisine onur doktorası verdi.
Çeşitli problemlerin, özellikle sürey varsayımının
çözümü için harcadığı çabaların yoğunluğu ve çağdaşı
matematikçilerin birçoğunun düşüncelerine karşı olan tutumları, 1880’lerden başlayarak Cantor’u ruhsal bunalımlara
itti. 6 Ocak 1918’de Halle Üniversitesi’nin psikiyatri kliniğinde öldü.
Cantor’un Halle’de 1869 ile 1873 yılları arasında
ilgilendiği konu sayılar kuramıydı. Trigonometrik seriler üzerindeki
çalışmaları Cantor’u gerçek sayıların “temel seriler”
(bugün Cauchy dizileri olarak adlandırılır) yardımıyla yazılmasına götürdü.
1873 yılı Cantor’un, ilk kez R. Dedekind
ile yazışmalarında görülen küme kuramı ve sonlu ötesi sayılara ilişkin çalışmalarının başlangıç yılı oldu. Bu yazışmalarda gerçek sayılar
kümesinin sayılabilir bir küme, başka bir deyişle doğal sayılar kümesiyle
arasında birebir uygu kurulabilir bir küme olup olmadığı sorusu Cantor
tarafından ortaya atılmıştı. Önceleri her ikisinin de uygulanabilirliği
açısından önemsiz buldukları bu soru üzerinde çalışmayı sürdüren Cantor’un, gerçek sayıların sayılamazlığını kanıtladığı 7 Aralık 1873 tarihi küme kuramının
doğum tarihidir denilebilir.
Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri
Ansiklopedisi, Cilt 22, Anadolu yayıncılık.
Yorumlar kapalı.