Eduard Buchner kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1860-1917) Alman, kimyacı. Alkolik fermentleşmenin fizyolojik değil kimyasal bir süreç olduğunu göstererek 1907’de Nobel Kimya Ödülü’nü almıştır. 20 Mayıs 1860’ta Münih’te doğdu. Eski bir Bavyera ailesinden gelen Buchner’in babası Ernst adli tıp ve kadın doğum profesörüydü. Daha sonra bakteriler ve gammaglobülin üzerine araştırmalar yapacak olan ağabeyi Hans (1850-1902) ise kimya ile uğraşıyordu ve Buchner’in bu konuya ilgisini uyandıran da o oldu. Münih’te Technische Hochschule’deki kimya eğitimine maddi zorluklar yüzünden bir süre ara verdikten sonra yine aynı kentteki Bavyera Bilimler Akademisi’nde Adolf von Baeyer ile çalışmaya başladı. Bir yandan da Karl von Naegeli’nin denetimindeki Bitki Fizyolojisi Enstitüsü’nde fermentler üzerine araştırma yapıyordu. 1888’de doktorasını aldı; 1890-1893 yıllarında Baeyer’in asistanı olarak çalıştı. 1895’te Kiel Üniversitesi’nde profesörlüğe getirildi. 1898’de Berlin’deki Ziraat Koleji’nde genel kimya profesörü ve Fermentleşme Enstitüsü’nde yönetici olan Buchner, 1907’de hücresiz fermentleşme üzerine çalışmasıyla Nobel Kimya Ödülü’nü aldı. 1909’da ise Breslau Üniversitesi’nin fizyolojik kimya kürsüsüne getirildi. I.Dünya Savaşı sırasında Romanya cephesinde çarpışırken 11 Ağustos 1917’de bir şarapnel yarası nedeniyle öldü.
Fermentleşmenin biyokimyasal bir sorun olarak ele alınması Buchner’in zamanında yeni bir olaydı. Şarap ve ekmek yapımında fermentleşme yüzyıllardan
beri kullanılmasına karşın, organik maddelerde bu değişimi yaratan mayaların
elde edilmesi ancak 19.yy’ın ortalarına doğru
gerçekleşti. Bu dönemde bilim dünyasında fermentleşme konusunda dirimselci ve
mekanik olmak üzere iki karşıt görüş vardı. Dirimselci görüş, yaşamın kendi
özel kuralları olduğunu ve cansız maddelerin
incelenmesiyle elde edilen fermentleşme bulgularının canlı
maddelere uygulanamayacağını ileri sürüyordu. Buna karşılık
mekanikçi görüşü temsil eden Liebig, mayanın bir çürüme süreciyle şeker moleküllerini alkol ve karbondiokside ayrışmaya ittiğine inanıyor, mayanın etkinliğine bir
katalizör gücü olarak bakmasına karşın bu gücü tanımlamayı
reddediyordu.
1860’larda Pasteur fermentleşmenin
çeşitli mayalar ve bakterilerden kaynaklandığını, fermentleşmenin de
katalitik değil fizyolojik bir etkinlik olduğunu öne
sürdü. Böylece,
yaşamsal süreçlerden ayrılabilen
çözülebilir enzimlerle, canlı organizmaya ayrılmaz bir
şekilde bağlı olan mayalar arasında bir ayrım yapmış oluyordu. Gene de yaşamsallıkla fermentleşme arasında kurulan bu bağ, Berthelot, Traube ve Hoppe-Seyler gibi araştırmacılar tarafından reddediliyordu. Buchner 1896’da alkolik fermentleşmenin yaşamdan ayrı ele alınıp alınamayacağını
incelemeye karar verdi. Maya hücrelerini tamamen
öldürünceye dek kumla sürterek hücresiz maya suyu elde etti ve içindeki
bakterileri de yoğun bir şeker çözeltisine katarak yok
ettikten sonra şekerden alkol oluşmasının durup durmayacağını denedi. Canlılığını tümüyle yitirmiş maya suyu tıpkı canlı hücreler gibi fermentleşme olayını gerçekleştirince, hücreler arası fermentleşmeyle yaşamını ayrılabileceği ve fermentleşmenin kimyasal, enzimler tarafından katalize edilen bir süreç olduğu ortaya çıktı. Buchner bu etkin,
fermentleşme
yaratan maddeye “zimas” (zymase) adını verdi. Bu bulgular biyolojide mekanik görüşün güçlenmesini sağladı.
Buchner
fermentleşme alanında yaptığı yoğun araştırmalar sonucu bira
mayasından elde ettiği, kendi adını taşıyan enzimin yanı sıra invertaz ve
laktazı da bularak modern enzim kimyasının gelişmesinde önemli bir rol
oynamıştır.
Eduard Buchner Eserleri
- Monilia Candida, 1902;
- Die
Zymase-Gaerung,1903, (Hans
Buchner ve Martin Hahn’la birlikte)
Kaynak:
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansklopedisi, 21. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983
Yorumlar kapalı.