Caravaggio kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1573-1610) İtalyan, ressam. Aşın doğalcı üslubu ve kesin bir ışık gölge karşıtlığına dayanan biçim düzenlemeleriyle 16.yy resim sanatında yeni bir çığır açmıştır. Michelangelo Merisi da Caravaggio 28 Eylül 1573’te Milano ile Brcscıa arasındaki Caravaggio kasabasında doğdu. 31 Temmuz 1610’da Porto d’Ercole’de öldü. Resim eğitimine 1584’te Milano’da Simone Paterzono’nun yanında çırak olarak başladı. 1593’te Roma’ya gitti, burada bir yıl süreyle dönemin önde gelen fresk ressamlarından, Cavalier d’Arpino adıyla bilinen Giuseppe Cesari’nin yanında çalıştı. Meyve Sepeti Tutan Çocuk ile Kertenkelenin Isırdığı Çocuk resimleri Roma’daki ilk yapıtlardır.
Caravaggio Roma’da kentin etkin ve nüfuzlu kişilerinden Kardinal del Monte’nin korumasına girdi. Bu yıllarda Roma’daki seçkin resim koleksiyonlarını incelemek olanağını da buldu; Medusa, Falcı, Azize Katerine gibi olgunluk dönemi yapıtlarının yanı sıra geleceğin papası XIII.Urbanus’un o zamanki adıyla Kardinal Maffeo Barberini’nin de portresini yaptı.
Kardinal del Monte’nin yardımıyla San Luigi dei Francesi Kilisesi’m resimlendirmekle görevlendirildi. Aynı iş için eski ustası d’Arpino’ya daha önemsiz resimler verilirken.Caravaggio burada Aziz Matta ile Melek, Aziz Matta’ya Çağrı ve Aziz Matta’nın Şehit Edilmesi gibi başyapıtlar oluşturdu. Avm yıllarda Santa Mana del Popolo Kilisesi için yaptığı Aziz Petrus’un Çarmıha Gerilmesi, Aziz Paulus’un Din Değiştirmesi gibi yapıtlarında gösterdiği ustalık, İsa’ mn Mezara Konması tablosunda doruğa ulaştı.
Caravaggio bundan sonraki yıllarda, geçimsiz ve kavgacı kişiliği nedeniyle sık sık mahkemelere düştü. 1603’te dört sanatçı ile birlikte Baglione adlı bir başka sanatçıyı kötüleyen bir broşür yayımladığı için tutuklandı. 1605’te bir resmine poz veren bir modelle ilgilendiği için Mariona Pasqucalone’yi kıskanarak yaraladı. Bu yüzden Cenova’ya kaçtıysa da kısa bir süre sonra gene Roma’ya döndü. 1606’da bir top oyunu sırasında birisini bıçaklayarak ölümüne neden oldu ve Napoli’ye kaçtı.
Napoli’de kaldığı yıllarda Tesbihli Meryem, Merhametin Yedi Biçimi, İsa’nın Kırbaçlanması gibi yapıtlarıyla sanat çevrelerini etkiledi. Roma’daki cinayet nedeniyle arandığı için 1608’de Malta’ya gitti. Malta’da yaptığı Vaftizci Yahya’nın Boynunun Vurulması gibi resimlerinden ötürü Cavaliara di Grazio nişanı ile ödüllendirildi. Sonra bir şövalyeyi yaraladığı için hapse atıldı. Hapisten kaçarak Sicilya’ya geçti.
Aziz Luka’nın Gömülmesi, Lazarus’un Dirilişi gibi en son yapıtlarım verdiği Sicilya’da da fazla kalamadı. 1609’da Napoli’ye giderken Malta şövalyelerinin adamlarının saldırısına uğradı. Öldüğü sanılarak terk edildi, sonunda Ispanyollar’m işgali altındaki Porto d’Ercole’ye sığınmayı başardı. Ancak bir süre sonra hastalanarak burada öldü.
Caravaggio naturalist (doğalcı) bir sanatçıdır. Gerçekçilik Natürmortlarında olsun, natürmort öğelerinin ağırlık kaygısı kazandığı Meyva Sepeti Tutan Çocuk ya da Baküs gibi resimlerinde olsun, tüm ayrıntılarına dek işlediği biçimler, onun gerçekçilik kaygısının kesin kanıtlarıdır. En ince damarlarına dek işlenmiş asma yaprakları, en ince dokusuna dek gösterilmiş üzüm taneleri gibi doğanın sıradan öğelerinin Caravaggio’nun resimlerinde kazandığı dırimsellık, onun doğaya ne kadar dikkatle baktığını ortaya koyar. Genç erkek figürlerini çeşitli natürmort öğeleri ile bir arada gösteren ilk resimlerinin en iyi örneği Baküs’tür. Resmin bütününe egemen olan klasikçilik ile gerçekçi figür anlayışının kaynaşması Caravaggio’nun ulaştığı biçimsel olgunluğun işaretidir.
Mısır’a Kaçış, Ishak’ın Kurban Edilmesi, Azize Katerine ve Magdalena gibi yapıtları olgunluğa geçiş aşamasını gösterir. Son iki resim, Caravaggio’nun, içinde manzara öğesinin de yer aldığı sayılı yapıtların-dandır. Mısır’a Kaçış’ta bir meşe ağacı altında dinlenen Aziz Yusuf, Bakire Meryem ve Çocuk İsa ile daha yakın plandaki melek figürü, katı ve ödünsüz bir gerçekçilik anlayışı içinde ele alınmıştır. Bu gerçekçi tutum, resmin yarattığı pastoral şiirsellik duygusu ile bütünleşerek daha güçlü bir etki yapar.
Ishak’ın Kurban Edilmesi’nde sol üst köşeden sağ alt köşeye doğru çapraz bir hareket doğrultusunda düzenlenmiş bir kompozisyon içinde, Caravaggio’nun kendine özgü ışık kullanımı izlenir. Figürler, gövdelerinin çeşitli bölümlerini şiddetle aydınlatan, öbür bölümlerini ise koyu karanlıkta bırakan bir ışıklandırma ile resmin derinliği içindeki yerlerini alırlar.
Caravaggio’nun ustalık dönemi, Aziz Matta ile Ustalık Melek, Aziz Matta’ya Çağrı, Aziz Matta’nın Şehit dönemi Edilmesi, Aziz Petrus’un Çarmıha Gerilmesi ve Aziz Paulus’un Din Değiştirmesi adlı başyapıtlarıyla başlar. Adı geçen resimler, gerek kapsam, gerekse biçim açısından getirdikleri yeniliklerle resim sanatında bir devrimin başlangıcını da vurgularlar.
Aziz Matta ile Melek’m günümüze ulaşmayan ilk biçimi, Aziz Matta’yı kendine yazı yazmayı öğreten melekle fazla içli dışlı bir pozda ve toz toprak içindeki kaba saba ayağını izleyiciye doğru uzatmış biçimde gösterdiği için Kilise yetkililerince geri çevrilmiştir. Bunun üzerine Caravaggio meleğin havadan yaklaştığı, azizin ise yarı ayakta durduğu bir ikinci resim yapmıştır. İlkinin kaba ve katı gerçekçiliğine karşın, bu ikinci resimde daha ruhsal bir hava vardır. Aziz Matta’ya Çağrı’da ise Caravaggio konunun temel figürü olan İsa’yı resmin en sağ köşesine yerleştirmiş, böylece konunun ana figürlerini resim yüzeyinin merkezine yerleştirmek eğilimindeki Rönesans geleneğini değiştirmiştir. Resmin sol köşesinde bir masa başında kâğıt oynamakta olan Aziz Matta ve çevresindekiler, kaba ve acımasız tipler olarak gösterilmiştir. Bu da dinsel konuları idealize ederek yücelten geleneğin dışına çıkan bir davranıştır. Benzer bir tutum Aziz Petrus’un Çarmıha Gerilmesi’nde de vardır. Aziz Petrus’un çarmıhını dikmeye çalışan cellatların çıplak ayakları toz toprak içindedir. Aziz Petrus ise Rönesans’ın görkemli azizlerinden biri değil, sıradan bir ihtiyardır.
Bu resimlerin asıl önemi Caravaggio’nun konunun anlatımına getirdiği değişikliklerden çok, biçimsel alanda yaptığı yeniliklerden kaynaklanır. Caravaggio Rönesans’ın, figürleri merkezde daire ya da üçgen biçiminde toplayan kapalı kompozisyon anlayışı yerine kesişen çapraz çizgiler üstüne kurulan değişik bir kompozisyon yapısı kullanmıştır. Işığı kullanması ise sanatını özgün kılan özelliklerden biridir. Figürlerini, tümüyle siyah ya da siyaha yakın koyuluklar ile, bunun tam karşıtı ışıklı alanları, geçişsiz bir biçimde bütünleştirerek oluşturur. Vücutların çeşitli yerlerine düşen sert ışığın aydınlattığı alanların bir başka işlevi de, figürlerin mekân içindeki yerlerini belirlemektir. Bu, yapay bir ışıktır; daha çok elektrik ampulünün belli bir açıdan aydınlatmasına benzer. Sert ve tek kaynaklı ışığın yardımıyla Caravaggio resimdeki gereksiz bütün ayrıntıları ayıklar ve konunun önemli olmayan yanlarını koyuluklar içinde eritir.
İsa’nın Mezara Konması Caravaggio’nun aynı ilke ve biçimsel kaygıdan yola çıkarak ortaya koyduğu en önemli başyapıtlardan biridir. Üstünde durdukları yontulmuş bir taştan yükselen hayali bir dikdörtgen prizma içine yerleştirilmiş gibi bir izlenim uyandıran figürler, mermer bir bloktan yavaş yavaş oyularak elle tutulur bir hale getirilmiş gibidir. Figürlerin gerek hareketi, gerekse ışıklandırılışı, izleyicinin dikkatini İsa’nın üstünde toplayacak bir biçimde düzenlenmiştir. Bu resimde güçlü bir insancıl duyguyu geometrik bir kesinlik içinde sunan Caravaggio, etkisi uzun yıllar sürecek bir çarpıcılığa erişmiştir. Daha sonra Rubens’in de bu resimden bir kopya yapmış olması, yapıtın etkisini göstermesi açısından önemlidir. Caravaggio’nun Santa Maria della Scala Kilisesi için 1606’da yaptığı Bakire Meryem’in Ölümü adlı yapıtı da öbür resimlerinin çoğu gibi, dekoratif etkilerden yoksun ve gerçekçi olduğu gerekçesi ile Kilise yetkililerince geri çevrilmiştir. Meryem figürünün yeterince zarif olmayışı ve Caravaggio’nun model olarak nehirde boğulmuş ve şişmeye yüz tutmuş kötü ünlü bir kadının cesedini kullanmış olması bu tepkinin başlıca kaynağıdır. Bir yanda kalabalık bir grup oluşturan ve yüzleri acıyla kasılmış havariler, öbür yanda ise sıradan bir örtü üstüne uzatılmış Meryem’in ölüm sessizliği, resme dramatik bir hava kazandırır. Havarilerin düşey hareketliliği ile Meryem’ in yatay hareketsizliği, bu dramatik öğeyi besleyen en belli başlı biçimsel karşıtlıktır.
Gene bir başka kilise için yapıldığı ve büyük bir olasılıkla geri çevrildiği sanılan Tesbihli Meryem, hem kalabalık kompozisyon kuruluşu, hem de ışık etkisinin kullanılışı açısından çok önemli bir yapıttır. Kala-balıklığına karşın kompozisyon açık seçik bir biçimde işlenmiştir. Resmin ortasındaki Bakire Meryem ve Çocuk İsa’nın sakin duruşları ile, onlara karşı hayranlığını ellerini açarak anlatan kalabalığın hareketliliği yetkin bir ışık dağılımı ile bütünleştirilmiştir. Kalabalıkta yer alan figürler ise Rönesans’ın genelleştirilmiş tiplemelerinden çok kendilerine özgü biçimsel özellikleri olan bireylerdir. “
Vaftizci Yahya’nın Boynunun Vurulması Caravaggio’nun öteki yapıtlarına oranla daha yalın ve durağan bir kuruluştadır. 5 m enindeki bu büyük kompozisyon, resmin merkezinin solundaki beş kişilik bir grupla sağ gerideki bir pencereden olayı izleyen iki figürden oluşur. Cellat, bir kılıç darbesiyle boynunu vurduğu Aziz Yahya’nın başını gövdesinden ayırmak için bıçağını çekerken, çevresindekiler de başın Salome’nın elindeki tepsiye konmasını beklemektedir. Figürler gerçekçi işlenişlerine karşın, ayrıntıdan arındırılmıştır. • Caravaggio’nun geleneklere karşı çıkan, alışılmış
uygulamalar yerine model ve doğayı ölçü alan sanatı, devrimci bir anlayışın ürünüdür. Caravaggio avnı zamanda, Maniverizm ile Barok arasında, Carracci’yle birlikte bir köprü oluşturur. Sürekli olarak birbirleriyle karşılaştırılan Caravaggio ve Carracci 15.yy Klasikçilik’ini yüzyıl sonra içine düştüğü yozlaşmadan kurtaran sanatçılar olarak bilinirler. Ancak Carraci’nin sanatı idealist bir sanattır; Rönesans ideallerine geri dönmeyi, yozlaşan Klasikçilik’e eski görkemini kazandırmayı amaçlar. Bu yüzden de doğayı hoş olmayan görüntülerden ayıklamak ve idealize etmekten yanadır. Özelden genele doğru giderek evrensel bir güzelliğe varmak çabasındadır. Taklitle yaratıcılığı, doğayla düşünceyi, gerçekle rastlantısal olanı bütünleştirmek Carracci’nin sanatının yükselebileceği en son aşamadır.
Oysa Caravaggio, tarihsel öğe ve bağlantıları dikkate almaksızın, olayın oluş halindeki gerçeğini yakalamayı amaçlar. Onun gerçekçiliği, zaman içindeki oluşun belirlediği hareket ve eylemin oluşturduğu yaşam gerçeğinden soyutlanmış bir bütündür. Bu nedenle güzellik düşüncesini bir yana bırakarak, gerçeği gerçekteki gibi işlemiştir. İtalyan resim geleneğindeki tipleştirilmiş portreler yerine, model olarak seçtiği kişilerin bireysel özelliklerini iyice vurgulayarak vermiştir. Bu yüzden resimlerindeki din kişileri göksel varlıklar değil, sıradan italyan köylüleridir. Bu sonucu elde etmek için, Caravaggio’nun yaptığı gibi, çok figürlü bir kompozisyon ile herhangi bir natürmortu boyamanın arasında bir fark olmadığına inanmak gerekir. Oysa bu anlayış o günün maniyerist konular hiyerarşisine ters düşmektedir. Caravaggio bu hiyerarşiyi devrimci bir biçimde yıkmayı başarmıştır.
Caravaggio kendine usta ve ölçü olarak doğayı seçse de, kendinden önceki ustalara da tümüyle sırt çevirmemiştir. Caravaggio’nun Correggio, Raphael, Michelangelo ve Lorenzo Lotto (ykş. 1480-1556) gibi ressamların sanatını çok iyi tanıdığı bilinmektedir. Ama o, bu sanatçılardan yararlanırken, onların ölçülerine göre hareket etmemiş, onlardan aldığı kavram ve öğeleri kullanarak kişisel bir üslup yaratmayı başarmıştır.
Caravaggio’nun, tek bir kaynaktan çıkan ve figürleri adeta flaş ışığının sertliğinde aydınlatıp biçimlendiren ve tenebresso adı verilen ışık kullanımı, Tenebristler diye adlandırılan birçok sanatçı tarafından tekrarlanmıştır. Yine onun bu ışık kullanma biçimi ve gerçekçiliği Velasquez, Zurbaran, Rembrandt ve George de la Tour gibi büyük sanatçılar için de bir hareket noktası olmuştur.
Caravaggio Eserleri:
- Kertenkelenin Isırdığı Çocuk, 1593, Floransa;
- Meyve Sepeti Tutan Çocuk, 1593-1594, Borghese Galerisi, Roma;
- Falcı, 1594, Louvre, Paris;
- Azize Katerine, 1595;
- Baküs, 1594-1595, Uffizi Galerisi, Floransa;
- Ishak’ın Kurban Edilmesi, 1594-1596, Uffizi Galerisi, Floransa;
- Aziz Matta ile Melek, 1598-1601, San Luigi dei Francesi Kilisesi, Roma;
- Avaz Matta’ya Çağrı, 1598-1601, San Luigi dei Francesi Kilisesi, Roma;
- Aziz Matta’nın Şehit Edilmesi, 1598-1601, San Luigi dei Francesi Kilisesi, Roma;
- Aziz Petrus’un Çarmıha Gerilmesi, Santa Maria del Popolo Kilisesi, Roma;
- Aziz Paulus’un Din Değiştirmesi, 1600-1601, Santa Maria del Popolo Kilisesi, Roma;
- İsa’nın Mezara Konması, 16021604, Vatikan Müzesi, Roma;
- Bakire Meryem’in Ölümü, 1605- 1606, Louvre, Paris;
- İsa’nın Kırbaçlanması, 1606-1610, San Domenico Kilisesi, Napoli;
- Tesbihli Meryem, 1606- 1607, Sanat Tarihi Müzesi, Viyana;
- Merhametin Yedi Biçimi, 1607;
- Vaftizci Yahyanın Boynunun Vurulması, 1608, Valetta Katedrali, Malta;
- Aziz Luka’mn ° Gömülmesi, 1608;
- Lazarusun Dirilişi, 1609, Ulusal Müze, Messina.
Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, Cilt 22, Anadolu yayıncılık.
Yorumlar kapalı.