İlhan Tarus kimdir? Hayatı ve eserleri: İlhan Tarus Tekirdağ’da doğdu (1907). Ortaöğrenimini Kabataş Lisesi’nde (1928), yükseköğrenimini Ankara Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. Savcılık, yargıçlık yaptı (192931). Mesleğinden ayrılarak uzun yıllar İstanbul gazetelerinde çalıştı (1946). Memurluğa döndü (1946-57). Çeşitli gazetelerde yayımladığı öykü ve romanlarının yanı sıra Zafer gazetesinde gündelik fıkralar yazdı. Ankara’da öldü (6 Ocak 1967).
İlk öykülerini 1935’lerde Haber gazetesinde yayımlayan İlhan Tarus, daha Sonra edebiyat dergilerinde (Servet-i Fünun, Varlık, Seçilmiş Hikâyeler, Yeditepe) yazmaya başladı. Çıraklık yıllarının ürünlerinden oluşan Dr. Monro’nun Mektubu’ndan (1938) sonra beş öykü kitabı çıkardı. Yazın dünyasında ilgiyle karşılanan ilk kitabı İlhan Tarus ’un Hikâyeleri’dir (1947).
İlhan Tarus ’un 1950 öncesi öykülerinde -her sınıf ve tabakadan kişiler bulunmakla birlikte- daha çok tek parti döneminin memur tipleriyle karşılaşırız. Çevre genellikle kasabadır. Konular dar çevrenin tekdüze yaşamından seçilmiştir. Yazar belli bir olay çerçevesinde kişileri konuşmalarıyla yansıtmayı sever. Konuşmalar güncel birtakım ayrıntıların uzamadığı zaman, kahramanları, romanların ikinci üçüncü derecedeki ihmal edilmiş kişilerine benzemekten kurtulurlar. Öykünün konusu büyük küçük, önemli önemsiz nasıl bir soruna dayanmış olursa olsun, sorunlarla kişiler arasındaki ilgili dengelemede başarılıdır İlhan Tarus. Bu yanı geliştikçe 1950 sonrası öykülerinde ayrıntıların da azaldığı görülür. Kişiler, yazarın dünyasından kurtulmaya başlarlar. Bu döneminde daha değişik konulara açılmıştır. Apartman’da küçük memurların yanı sıra tutuklular (Demokrasi), esnaf (Urgancı Naim Usta), yeni zengin (Apartman) gibi kişiler işlenirken öykülerde, Vedat Günyol’un deyişiyle, konularıyla da, anlamlarıyla da uysallığa karşı bir başkaldırı havası sezilmektedir. Ekin İti, Köle Hanı kitaplarında konulara toplumsal gerçeklerin egemen olması, -belki çok ve çabuk yazmanın getirdiği tekdüzelik nedeniyle- kişilerinin yaşarlılığına pek bir şey katmamıştır.
İlhan Tarus Romanları
İlhan Tarus ’un romanları arasında Var Olmak, Hükümet Meydanı, Vatan Tutkusu üçlüsünün ayrı bir yeri vardır. Üç romanının konusu da Kurtuluş Savaşımızın Kuvayi Milliye evresinden alınmıştır. Var Olmak’ta işbirlikçi Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın adamlarından biri olan Anzavur Ahmet Paşanın ulusal güçler karşısındaki eylemleri ve Kuvayi Milliyeci Hamdi Beyin Biga ve çevresindeki ulusçuları örgütleme çabalan işlenir. Hükümet Meydanı, Konya (Bozkır) başkaldırmasının, Vatan Tutkusu, Yunanlıların Ege Bölgesini işgal yıllarında yurtsever efelerin direnç hareketlerinin romanıdır. Yeşilkaya Savcısı’nda, kasabanın egemen güçleri karşısında beş ay tutunabilen “ülkücü aydın”, Duru GöVdeyse Elazığ dolaylarında büyük yatırımlarla girişilen bir sulama işinin yapım çalışmalarında görevli mühendis, işçi, usta, memurların yaşam ve davranışları konu olarak alınmıştır.
İlhan Tarus ’un romanlarının konularını seçme aşamasında titiz bir araştırmacı olduğunu düşünebiliriz. Tarihsel konuları işlerken yararlanacağı olaylar arasında seçim yapar, gerçeği öz olarak alır; geliştirme olanakları arar. Nedir ki özün değişmesine yol açacak tehlikelerden uzak durduğu gibi, belgesel olmaktan da kaçındığı bellidir “Yerinde ve ilgili dairelerin dosyaları üzerinde araştırmalara dayanarak yazdığı” söylenen (T. Alangu) Duru Göl’de bile gerçekten yararlanma ölçüsü aşılmamıştır. Aynı durum Var Olmak, Hükümet Meydanı gibi tarihsel konulara dayanan yapıtları için de geçerlidir.
İlhan Tarus ’un romanlarında kişiler genellikle olağanüstü olayların insanlarıdır, ama yalnız bu nitelikleriyle çıkmazlar karşımıza. Yaşamın olağan seyri içinde mizaçları, alışkanlıkları, iyi ve kötü tutkularıyla da tanırız onları. Yazar, romanın gelişim sürecinde kişilerini olağanüstü olaylar içindeki işlevlerine hazırlarken zaman, çevre özelliği, başkalarıyla ilişki gibi öğeleri özenle kullanır. Reji Müdürü Hamdi Bey’i (Var Olmak), daha Anzavur, Ahmet Paşayla ilk karşılaştığı düğün evinde hareketleri, esprisi, Meşrutiyet aydını nitelikleriyle bir kişilik olarak tanırız (s. 18-19). Daha sonra başkişinin “mahremi esrarına götürmeye başlar romancı bizi. Ama romanının doğal gelişim hızı içinde öbür kişiler de (Anzavur, Leyla, Kaymakam Halit, Seher, Saniye) somutlanmıştır. Duru Göl’de çıkarlarının adamı Murat Beyle, 1960 öncesi koşullarında aydın namuslarını korumaya çalışan mühendisler de hareket içinde kendilerini ortaya koyarlar. İlhan Tarus ’un kişilerini yaşatabilmekteki başarısı, onları sorunlarıyla birlikte yaşam koşullarından soyutlamadan verebilmesine bağlanabilir. Romanlarının kalıcı niteliğini de sağlayan bu başarıdır.
İlhan Tarus Yapıtları
Öykü
- Monro’nun Mektubu (1938),
- Tarus’un Hikâyeleri (1947),
- Apartman (1950),
- Karınca Yuvası (1952),
- Ekin İti (1953),
- Köle Ham (1954).
Romanları
- Yeşilkaya Savcısı (1954),
- Var Olmak (1957),
- Duru Göl (1962),
- Hükümet Meydanı (1962),
- Vatan Tutkusu (1968).
Kaynak: Çağdaş Türk Edebiyatı 4, Cumhuriyet Dönemi 2, Şükran KURDAKUL, 1994, Evrensel Basım Yayın.
Yorumlar kapalı.