Franz Kafka kimdir? Hayatı ve eserleri: (1883-1924) Çağdaş romanın ve ümitsizlik, hiçlik, bunalım gibi düşüncelerin yayıcısı olduktan başka dünyanın en büyük romancılarından biri sayılan Franz Kafka, aynı ölçüde “Yahudi duyarlığı”nm bir simgesi sayılmaktadır. Dava (Der Prosses, 1925), Şato (Das Schloss, 1926) Amerika (1927) adlı, etkisi günümüze ve ötelere kadar uzanan romanları, kendi ruh âlemini yansıtan hayat hikâyeleridir. Bunlarda insan ruhunun acılarını ve kendi yalnızlığını çizmektedir. Bunlar, rüyalardan alınma, ezici, boğucu kâbuslardır. Bir türlü razı olmadığı ve sebebine akıl erdiremediği kanunlarla, kurallarla yönetilen bir dünyadan uzaklaşmak isteyen yılgın insan ruhunu mecazlarla, alegorilerle anlatmaktadır. Freud’un psikanaliz deneyişlerinden hayli yararlandığı da düşünülebilir.
Kendisi yazmaya, bir çeşit dua gibi bağlandığını söylemiştir. 1924’te veremden ölen Kafka, hemen hiçbir eserini tamamlama imkânı bulamamıştır. Bütün eserlerinin yakılmasını vasiyet etmiş ise de, dostu Max Brond, onu dinlemeyerek,.insanlığa eşsiz yazarlarından birini kazandırmıştır.
Kafka’nm eserlerinde, ayrı bir orijinallik olarak Tevrat’a ilişkin ilâhî-dinî (teolojik) yazılarla Yahudi folklorunun geniş etkileri bulunduğu söylenmiştir.
Birçok yazısında Kafka’ya hayranlığını belirten Ferit Edgü onun hakkında şunları söylüyor:
“Günlükler, yazarların sanatçıların aynalarıdır. Aynalara yansıyan görüntülerin ters olduğunu biliyorsunuz. Ama Kafka’nm Günlüğü gibiler, içtenlikleriyle bu ters görüntüyü silip atar. Tüm yaşamını yazmaya adamış ender kişilerden biridir Kafka. Onun yapıtlarında yalan dolan, şu söz, bu öykü, hangi bağlamda, kimin işin, hangi görüşü yansıtmak amacıyla yazılmış gibi sorulan soramazsınız.
Yalnızca yazmaya bağımlıdır Kafka. Yaşamında başka hiçbir şeye yer yoktur. Bir yazısında: “Bu satırları hiç kuşkusuz vücudumun ve onunla birlikte geçireceğim bir geleceğin yol açtığı umutsuzluktan yazıyorum” diyor.”
(Şimdi Saat Kaç, s.65)
Edgü, bir başka yazısında, Beckett ve Kafka tipi sanatkârları, şu sözlerle anlatmaktadır: “Bunlar soru getirir… Çözüm yolunu bulamadıkları gibi, olası bir çözüm yolunun varolabileceğini bile düşünmezler. Hiçbir şeye inanmamaktadırlar.” (Ders Notlan, 3. bs., 1980, s.141)
KAYNAK: TÜRK EDEBİYATI 5. CİLT, AHMET KABAKLI, TÜRK EDEBİYATI VAKFI YAYINLARI, İSTANBUL
3 Comments »