Atasözleri Örnekleri
– Aptal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.
– Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış.
– Acıkan doymam, susayan kanmam sanır.
– Acındırırsan arsız olur; acıktırırsan hırsız olur.
– Açın gözü ekmek teknesinde olur.
– Açlık ile tokluğun arası yarım yufka.
– Aç tavuk kendini buğday (arpa) ambarında sanır.
– Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil.
– Adam adamdan korkmaz; utanır (hatır sayar).
– Adam adamdır, olmazsa da pulu (parası); eşek eşektir, olmazsa da çulu.
– Adam adamı bir kere aldatır.
– Adam ahbabından (dostlarından) bellidir.
– Adamak kolay, ödemek güçtür.
– Adamın eti yenmez, derisi giyilmez, tatlı dilden başka nesi var.
– Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür.
– Ağacı kurt, insanı dert yer.
– Ağacın meyvesi olunca başını aşağı salar.
– Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez.
– Ahmağa yüz, aptala söz vermeye gelmez.
– Ahmak (şaşkın) misafir ev sahibini ağırlar.
– Akıllı düşman akılsız dosttan hayırlıdır.
– Akılsız başın zahmetini ayaklar çeker.
– Akıl (akıllı) isen açma sırrını dostuna; dostunun dostu vardır, o da söyler dostuna.
– Ak koyunun kara kuzusu da olur.
– Akşamın hayrından sabahın şerri yeğdir.
– Alçak yerde tepecik kendini dağ sanır.
– Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar.
– Al malın iyisini çekme kaygısını.
– Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.
– Altın ateşte, insan mihnette belli olur.
– Altın eşik gümüş eşiğe muhtaç olur.
– Altının kıymetini sarraf bilir.
– Altın leğenin kan kusana ne faydası var.
– Altı olur, yedi olur, hep Allah’ın dediği olur.
– Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
– Araba devrilince yol gösteren çok olur.
– Arabanın arka tekerleği öndekinin izine basar.
– Arayan Mevlasını da bulur belasını da.
– Arı bal alacak çiçeği bilir.
– Arefe günü yalan söyleyenin, bayram günü yüzü kara çıkar.
– Arsızın yüzüne tükürmüşler; “Yağmur yağıyor!” demiş.
– Aslını saklayan (inkar eden) haramzadedir.
– Atasını (büyüğünü) tanımayan, Allah’ını tanımaz.
– At bulunur meydan bulunmaz,meydan bulunur at bulunmaz.
– Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
– At ölür meydan (nalı) kalır, yiğit ölür şanı (namı) kalır.
– Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz.
– Avradı eri, peyniri deri saklar.
– Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar.
– Ayağını yorganına göre uzat.
– Ayıpsız yar arayan (dost isteyen), yarsız (dostsuz) kalır.
– Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz.
– Azıcık aşım, kaygısız (ağrısız, kavgasız) başım.
– Azıksız yola çıkanın iki gözü el (yabancı) torbasında kalır.
Az veren candan, çok veren maldan.
– Az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur.
– Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun.
– Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.
– Bakmakla usta olunsa (öğrenilse) köpekler (kediler) kasap olurdu (kasaplığı öğrenirdi).
– Balım olsun, sinek Bağdat’tan gelir.
– Balı, parmağı uzun olan yememiş (yemez), kısmeti olan yemiş ( yer).
– Barutla ateş, bir yerde durmaz (olmaz).
– Başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmez (etmesin).
– Baş yastığı baş derdini bilmez.
– Bez alırsan Musul’dan, kız alırsan asilden.
– Bıçak yarası unutulur ama, dil yarası unutulmaz.
– Bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp.
– Bin dost az, bir düşman çok.
– Bin nasihattan bir müsibet yeğdir.
– Bir baş soğan bir kazanı kokutur.
– Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
– Bir elinin verdiğini öbür elin duymasın.
– Bir fincan (acı) kahvenin kırk yıl hatırı (hakkı) vardır.
– Bir korkak bir orduyu bozar.
– Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır.
– Bol bol yiyen, bel bel bakar.
– Bugünkü (akşamın) işini yarına (sabaha) koyma (bırakma).
– Buğday ekmeğin yoksa, buğday (tatlı, faideli) dilin de mi yok?
– Bülbülü altın kafese koymuşlar “ah vatanım” demiş.
– Bülbülün çektiği dili belasıdır.
– Büyük lokma ye, büyük söyleme.
-Cahile söz (laf) anlatmak, deveye hendek atlatmaktan güçtür.
-Cahilin dostluğundan, alimin düşmanlığı yeğdir.
– Cefayı çekmeyen safanın kadrini bilmez.
– Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler.
– Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme.
– Çağrılmayan yere çörekçi ile börekçi gider.
– Çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar.
– Çirkefe taş atma, üstüne sıçrar.
– Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma (parasız koyma, çok saklama) hırsız edersin.
– Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur. Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz.
– Damlaya damlaya göl olur, (aka aka sel olur.)
– Danışan dağı aşmış, danışmayan düz yoldan şaşmış.
– Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
– Demir nemden, insan gamdan çürür.
– Demir tavında dövülür, (demiri tavında dövmeli).
– Denizdeki balığın pazarlığı olmaz (bini bir paraya).
– Deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenmek olmaz.
– Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.
– Dikensiz gül olmaz (Gül dikensiz olmaz).
– Doğru (hak) söz (ağıdan) acıdır.
– Dost yüzünden, düşman gözünden bellidir.
– Düşmanın karınca ise de hor bakma (küçük görme).
– Debbağa sorarsan dünyada fena koku olmaz.
– Debbağ sevmediği deriyi yerden yere çarpar.
– El için kuyu kazan evvela kendi düşer.
– El yarası onulur dil yarası onulmaz.
– El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu batman taşı sanır.
– Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme, kimi uzun der kimi kısa.
– Evlenenle ev yapanın Allah yardımcısıdır.
– Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıptır.
– Fırsat her zaman ele geçmez.
– Garibe bir selam, bin altına değer.
– Garip kuşun yuvasını Allah yapar.
Gel demesi kolay ama git demesi güçtür.
– Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir.
– Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz.
– Gönülsüz yenen aş, ya karın ağırtır ya baş.
– Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz.
– Gülü seven dikenine katlanır.
– Güvenme varlığa düşersin darlığa.
– Haramzade pazar bozar, helalzade pazar yapar.
– Hayvan yularından, insan sözünden tutulur.
– Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çiyan.
Her şey incelikten, insan kabalıktan kırılır.
– Her şeyin yenisi, dostun eskisi makbuldür.
– Her yiğidin gönlünde bir arslan yatar.
– Hile ile iş gören, mihnet ile can verir.
– Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.
– Isıracak it dişini göstermez.
– İğneyi kendine çuvaldızı ele batır.
– İki karpuz bir koltuğa sığmaz.
– İki testi tokuşunca, biri elbet kırılır.
– İnsan kıymetini insan bilir.
– İsin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar.
– İstediğini söyleyen, istemediğini işitir.
– İş amana binince kavga uzamaz.
– İşleyen demir pas tutmaz. (paslanmaz, ışıldar.)
– İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder.
– İyiliğe iyilik her kişinin karı, kötülüğe iyilik er kişinin karı.
– İyi olacak hastanın hekim ayağına gelir.
Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına (üstüne) almaz.
– Kalemin yaptığını kılıç yapmaz.
– Kara (kötü) haber tez duyulur.
– Karga yavrusuna bakmış, “benim ak pak evladım” demiş.
– Karıncadan ibret al, yazdan kışı hazırla.
– Kediyi sıkıştırırsan üstüne atılır.
– Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur.
– Kem söz, kalp akçe sahibinindir.
– Keseye danış pazarlığa sonra giriş.
– Keskin sirke küpüne zarar (dır).
– Kırkından sonra azanı teneşir paklar (çare bulunmaz.)
– Kısmetinde ne varsa kaşığında o çıkar.
– Kısmet ise gelir Hint’ten, Yemen’den, kısmet değilse ne gelir elden.
– Kızını dövmeyen, dizini döver.
Kimse kimsenin çukurunu dolduramaz.
– Kimse kimsenin kısmetini yemez.
– Kimsenin ahı kimsede kalmaz.
– Kişinin kendine ettiğini kimse (alem bir yere gelse) edemez.
-Korkunun ecele faydası yoktur.
– Kul sıkılmayınca (bunalmadıkça) Hızır yetişmez.
– Kurcalama sivilceyi çıban edersin.
– Kurtla koyun, kılıçla oyun olmaz.
– Kurunun yanında yaş da yanar.
– Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.
– Lafla peynir gemisi yürümez.
– Lafla pilav pişerse deniz kadar yağı benden.
– Mahkeme kadıya mülk değildir (olmaz).
– Mal adama hem dost hem düşmandır.
Maşa varken elini ateşe sokma.
– Merdiven ayak ayak (basamak basamak) çıkılır.
– Mermer iyi taştan, iyilik iki baştan.
– Misafir umduğunu değil bulduğunu yer.
– Mürüvvette endaze (ölçü) olmaz.
– Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.
– Nerde hareket, orda bereket.
– Ne verirsen elinle o gider seninle.
– Olacakla öleceğe çare bulunmaz.
– Otuz iki dişten çıkan otuz iki mahalleye yayılır.
– Öfkeyle kalkan zararla oturur.
– Pekmezi küpten, kadını kökten al.
– Sabreden derviş, muradına ermiş.
– Sabreyle işine, hayır gelsin başına.
– Sadık dost akrabadan yeğdir.
– Sağ elinin verdiğini sol elin görmesin.
– Sanatı ustadan görmeyen öğrenmez.
– Sarmısağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış.
– Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa?
– Sırça evde (köşkte) oturan, komşusuna taş atmamalı.
Sinek küçüktür ama mide bulandırır.
– Soğanın acısını yiyen bilmez, doğrayan bilir.
– Sora sora Mekke (Kabe) bulunur.
– Söz yaş deriye benzer, nereye çekersen oraya gider.
– Sükut ikrardan gelir (sayılır).
– Sürüden ayrılanı kurt kapar.
– Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.
– Şeriatın kestiği parmak acımaz.
– Şeytanın dostluğu darağacına kadardır.
– Taş düştüğü yerde ağırdır (taş yerinde ağırdır).
– Taşıma su ile değirmen dönmez.
– Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
– Tatsız aşa tuz neylesin, akılsız başa söz neylesin.
– Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.
– Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.
Tembele dediler “kapını ört”; dedi, “yel eser örter.”
– Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin.
– Tilkinin dönüp geleceği yer kürkçü dükkanıdır.
– Tok acın halinden bilmez (ne bilir).
– Topalla gezen aksamak öğrenir.
– Ucuzdur vardır illeti; pahalıdır vardır hikmeti.
– Üzüm üzüme baka baka kararır.
– Vermeyince Mabud, neylesin Sultan Mahmud.
– Yalancının evi yanmış kimse inanmamış.
– Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
– Yanlış hesap Bağdat’tan döner.
Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder.
– Yatan ölmez, eceli yeten ölür.
– Yaya gözü ile at, bekar gözü ile avrat alınmaz.
– Yer damar damar, insan soy soy.
– Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr u kıymetten.
– Yılanın başı küçükken ezilir.
– Yol yürümekle, borç ödemekle tükenir.
– Zararın neresinden dönülürse kardır.
KAYNAK: REHBER ANSİKLOPEDİSİ, 1. CİLT
Yorumlar kapalı.