Pertev Naili Boratav kimdir? Hayatı ve eserleri

kihaes 04/20/2018 0

Pertev Naili Boratav kimdir?

Pertev Naili Boratav kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1907) Türk halk edebiyatı derlemeci ve araştırmacısı. Alanının değişik konu­larında sistemli derleme ve değerlen­dirme çalışmalarını başlatmış, konu­yu uluslararası bilimsel çalışmalara açmıştır. Bugün Bulgaristan’da kalan Darıdere (Zlatograd) kasabasında, 2 Eylül 1907’de doğdu. Çocukluk yıllarını “Bana masal dünyasının sihirli perdesini aralayan kişi” dediği annesiyle ve kaymakam olan babasıyla birlikte Arapsun (bugün Gülşehrı), Develi ve Mudurnu’da geçirdi. Ortaöğrenimine, 1919’da İstanbul’da, Kumkapı Fransız Liscsi’nde başladı. Ge- lenbevi ve İstanbul Erkek liselerinde tamamladı (1927). Halkbilimiyle ilk tanışması, lisenin son sını­fında sosyoloji hocası olan Hilmi Ziya Ulken’in verdiği küçük bir derleme kılavuzuyla Mudurnu’da halk türküleri üzerine yaptığı çalışmadır. Yükseköğrenimine İstanbul’da Yüksek Öğretmen Okulu’nda başladı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde edebiyat ve türkoloji okudu. 1932 yılına değin, aynı yerde, daha sonraki çalışmalarında etkisi görülecek olan Fuad Köprülü’nün yanında asistanlık etti.

1932’de Konya’ya gitti, edebiyat öğretmem olarak lisede ve Erkek Öğretmen Okulu’nda çalıştı. Türkoloji ve Türk edebiyatı konularına sosyolojik bir bakış açısının sistemli, karşılaştırmalı yaklaşımının yeniliğini getiren Köprülü’nün yanından ayrılıp Kon­ya’ya geldiğinde, Halkevleri gibi kurumların çevre­sinde, heyecanlı fakat düzensiz halkbilimi çalışmaları yapan dönemin genç aydınlarının oluşturduğu bir ortamla karşılaşmıştı. Daha sonraki çalışmalarında bu iki yaklaşımı birleştirmeyi amaçlamıştır.

1936’da konusuyla ilgili araştırmalar yapmak Öğretim üzere Almanya’ya gitti, faşist hareketin güçlendiği bu yıllarda Berlin’de bir yıl kaldı. Bu hareketin etkisi altında kalmış kişilerin ihbarı sonucu, 1937 başında geri çağrıldı. Dönüşünde Mülkiye’de (Siyasal Bilgiler Fakültesi) bir yıl kütüphanecilik yaptıktan sonra, Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakülte­si’nde (DTCF) yeni başlayan halk edebiyatı ve halkbilim derslerini yürütmek üzere doçent olarak atandı (1938). Bundan sonraki yıllar, derleme çalışma­larını yoğunlaştırdı. 1939’da Anadolu’nun tanımadı­ğı yörelerinde ilk uzun inceleme gezisine çıktı. 1945 yılında Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nde, orada görevli Sabahattin Eyuboğlu gibi arkadaşlarıyla bir­likte, geleceğin öğretmenlerini, halkbilim derlemele­rinde seferber etmek üzere çalışmalar yaptı. Bu dönemde tanıştığı ve yönlerdırdığı öğretmenler, uzun yıllar boyu halkbilim kadrolarının en yaygın gönüllü­lerini oluşturdular.

1946’da DTCF’de profesör oldu ve konunun Türkiye’deki ilk büyük arşivini de burada kurdu.

Ders notlarının bir bölümünü kapsayan Halk Edebi­yatı Dersleri, ünlü Fransız halkbilimcisi A.van Gen- nep’ten çevirerek yayımladığı Folklor’\a birlikte, yıllar boyu konuyla ilgilenenler için iki temel başvuru kaynağı olmuştur.

1940’ların başlangıcı, Türkiye’de siyaset ve düşünce alanlarında yeni açılımların oluştuğu yıllardı, kürsüsünün Sonu çok partili düzene varacak bu dönemde, kendi dışında kalan bütün siyasal görüş ve etkinliğe karşı giderek artan bir baskı uygulayan CHP’nin yanı sıra, güçlü Nazi-Alman etkisinin korumasında gelişen milliyetçi, tutucu bir kanat ile bunların karşısında halkçılığın, sosyal adaletçi bir solculuğun ve laikliğin geniş yelpazesinde birleşen bir aydınlar grubu oluş­muştu. Pertev Naili Boratav, Behice Boran ve Niyazi Berkes’le birlikte, 1941 yılında, Yurt ve Dünya dergisini çıkarmaya başladı. Dergide birlikte çalıştığı dostları­nın ve kendisinin üzerindeki baskı giderek yoğunlaştı. Bir süre sonra derslerinde ve araştırmalarında “görevlerini kötüye kullandıkları” suçlamasıyla, Behice Bo­ran, Niyazı Berkes ve Pertev Naili Boratav hakkında kovuş­turma (1946), iki yıl sonra da dava açıldı. Dönemin siyasal tartışmalarında önemli bir yer tutan, düşünce ve inanç özgürlüğünü savunanları harekete geçiren bu dava üç öğretim üyesinin beraatiyle sonuçlandı (1950). Bu arada 1948 yılı bütçesi tartışılırken, CHP’li ve DP’li milletvekilleri aynı konuyu meclise getirdi­ler, üniversitelerde “kocakarı masallarıyla uğraşmak için para harcanmasını”, ayrıca bu tür siyasal görüşleri olan kişilerin üniversitelerde barındırılmasını eleştir­diler, onları savunanları suçladılar. Sonuçta, Pertev Naili Boratav, Behice Boran ve Niyazi Berkes’in kadroları lağvedilerek üniversiteyle ilişkileri kesildi (1948). Pertev Naili Boratav’ın ayrılmasıyla o yıl kurulmuş olan halkbilim kürsüsü de kapanmış oldu.

Pertev Naili Boratav

Dilde öngörülen değişimin bir kaynağının da halkın konuştuğu Türkçe oldu­ğunu kabul eden Türk DilKurumu’nun derleme ve tarama çalışmaları da konuya önemli ölçüde katkıda bulunmuştur.

İstanbul Üniversitesi İktisat Tarihi bölümünde F. Z. Fındıkoğlu ve Türkoloji bölümünde Fuad Köprülü’nün halk edebiyatı konularına ilgile­ri, bu alanlardaki araştırmaları teşvik etmeleri daha eski tarihlere gitmekle birlikte, bu konuyu kendi başına bir öğrenim alanı olarak kapsayan bir program Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde 1938-1948 yılları ara­sında geliştirilmiştir. 1948’de kurulan kürsü aynı yıl lağvedilmiştir. Bu dönemden sonra halk edebiyatı üniversitelerde bağımsız bir öğrenim dalı olarak okutulmamıştır. Ankara Üniversite­si Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde Etnoloji bölümünde, Erzurum-Atatürk Üniversitesi Türk Edebiyatı bölümünde ve Hacettepe Üni­versitesi Türk Edebiyatı ve Etnoloji bölümle­rinde, aynca gene Ankara Üniversitesi’ne bağlı Tiyatro Enstitüsü’nde konuyla aoğrudan ve dolaylı olarak ilgili alanlarda dersler okutul­makta, araştırmalar yapılmaktadır. Ayrıca bu konulardaki çalışmaları yönlendirme ve bir arşiv düzenleme amacıyla Milli Eğitim Bakan- lığı’na bağlı olarak Türk Folklor Enstitüsü ve Milli Folklor Araştırma Dairesi kurulmuştur. Bütün bunlara karşın, Ankara Üniversitesi’nde- ki bölümün lağvedilmesi ve daha sonra Demok­rat Parti döneminde Halkevlerinin giderek geri plana düşüp, sonunda kapatılmalarıyla halk edebiyatı araştırmaları başlangıçtaki hız ve yoğunluğunu yitirmiştir. Belli bir heyecanı sür­düren girişimler olarak Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nde öğ­rencilerin kurdukları halkbilim kulüpleri ve 1949yılından başlayarak l.Fıratlı’nın kişisel bir çabası olarak yayımlanan Türk Folklor Araştır­maları dergisi gösterilebilir. Bunlardan ilk ikisi 70’li yılların sonunda hızını yitirmiş, üçüncüsü ise kurucusunun ölümüyle birlikte 1982’de son bulmuştur.

Halk edebiyatı araştırmalarında 1940’lara ka­dar Cumhuriyet aydınının kendi kimliğini bulma arayışı önemli bir öğeydi. Daha sonra, halkbilim ve halk edebiyatı araştırmaları, ko­nuya genellikle geçmişe yönelik romantik bir özlemle bakanların ilgilendiği bir alan haline gelmiştir. Derleme çalışmalarına özlemlenen ve yüceltilen bir geçmişin örneklerini bulma anla­yışı egemen olmuştur.

Türkiye’de işsiz olarak kaldığı dört yıl boyunca, Pertev Naili Boratav, Stanford Üniversitesi Hoover Enstitüsü kitaplığının Türkçe bölümünün kuruluşunu yönetti. Mayıs 1952’de bir meslektaşının çağrısı üzerine Fransa’ya gitti. Aynı yıl Centre National de la Recherche Scientifique’de (CNRS-Fransız Ulusal Bi­limsel Araştırmalar Merkezi) araştırma görevlisi ola­rak çalışmaya başladı. Bundan sonraki çalışmalarım kesintisiz olarak bu ülkede sürdürdü. 1972 yılında CNRS’nin bilimsel çalışmalara katkısını belgeleyen bronz madalyasıyla ödüllendirildi. 1974 Ekimi’nde CNRS’deki görevinden emekliye ayrıldı.

1952’de Türkiye’den ayrılmasına karşın, ülke­siyle ilişkilerini canlı tutmaya çalıştı. 1960’larda bağlı olduğu kurumlar adına Anadolu’da dolaştı, derleme­ler yaptı. Çalışmalarını Türkiye’deki aydın çevresine aktarıp yaymaya yönelik yapıtları bu dönemde ya­yımladığı 100 Soruda Tük Folkloru, ve özellikle 100 Soruda Türk Flalkedebıyatı ’dır. 1975 yılında Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Milli Folklor Araştır­ma Dairesi’nce düzenlenen Uluslararası Folklor Kon- gresi’nde adı ve bildirisinin bu bakanlığın emriyle programdan çıkarılması toplantıya katılanların önem­li bir kesiminin tepkisiyle karşılandı. Pertev Naili Boratav 1983’te Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü yazar Haldun Taner ile paylaştı.

Ülkesini, Batıda tanıtmak için derlediği masallar­dan ve tekerlemelerden seçmeleri, açıklamalar ve değerlendirmelerle birlikte Fransızca (1955), Macarca (1960) ve Almanca (1967) yayımladı. Kırgız destanı Er-Töstük’ü ve Türkmen şairi Mahtumkul Firakî’nin şiirlerini Fransızcaya çevirdi.

Türkiye’nin kültür hayatının değişik yönleri üzerine çalışmasına karşın, esas önemli yanını, Türk halk; edebiyatı konusunda dünya çapında bir uzman olarak görülmesini sağlayan araştırmaları oluşturur. Bunlardan ilki, asistanlığı sırasında önemli bi1‘ kısmını yazmalardan derlediği metinleri incelediği Köroğlu Destanı’dır. Daha sonra aynı biçimde, Bey Böyrek Hikâyesine Ait Metinler’ı yayımladı. Bey Böyrek’in bir kahramanı olduğu Dede Korkut Hikâyeleri’nı ve destanların Türk Halk edebiyatındaki yerini değer­lendirdi. Şiirlerinin büyük kısmını âşıklardan derleye­rek, Abdülbaki Gölpınarlı’yla birlikte yayımladıkla­rı Pir Sultan Abdal, bu konuda önemini hâlâ sürdüren kaynaklardan birisidir. 1946 yılında, derle­me çalışmalarının ilk önemli ürünü olarak, 20’si Köroğlu’yla ilgili yeni derlenmiş 67 uzun halk hikâ­yesini değerlendirdiği Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği’ni yayımladı. Bu yapıtında zengin halk hikâ­yeleri geleneğini destandan romana uzanan bir edebi gelişme süreci ve halk kültürünün tarihsel koşulları bağlamında inceledi. Ayrıca, hikâyelerin hangi ortam­larda, nasıl anlatıldığı ve nasıl izlendiği üzerine gözlemlerine yer vererek bunları birer ölübelge olarak değerlendirmekten kaçındı. Daha sonra Halk edebiyatı konusunda ismini dünya çapında yaygınlaş­tıran yapıtı, Typen Türkicher Volksmdrchen’ı, (“Türk Halk Masalında Tipler”) çalışma arkadaşı Çin Tarihi uzmanı Wolfram Eberhard’la birlikte yayımladı. Bu kitapta, hemen hepsi halk edebiyatı kürsüsündeki çalışmaların ürünü olan 2000 kadar masalı 378 tipe sınıflandırıp değerlendiriyordu. Türk masallarını uluslararası karşılaştırmalı çalışmalara açan bu kitap, sınıflandırma yöntemi açısından da türünün önemli bir örneği olarak kabul edilmiştir. Pertev Naili Boratav Halk edebiyatının başka alanlarında da aynı karşılaştırmalı sınıflandırma yöntemini izler. Tekerlemeyle ilgili kitabı Le Tekerleme-Contribution â l’etude typologi- que et stylistique du conte populaire tarc (“Tekerleme- Türk Halk Masalının Stilistik ve Tipolojik İnceleme­sine Katkı”) ile Nasrettin Hoca hikâyelerinin 15. yy’ dan bu yana bilinen örneklerini derleyerek sınıflandır­dığı çalışmaları bunun örnekleridir. Ayrıca Fransız taş – rasındaki çocuk oyunları üzerine bir araştırma ve aynı oyunları, Fransız ve Türk kaynaklarını karşılaştırarak genel olarak sınıflandıran çalışması “Classification generale des jeux”, Boratav’ın benzer bir yaklaşımı Türk halk edebiyatı sınırlarının dışında da uygula­masına örnektir.

Pertev Naili Boratav’ın yapıtlarına topluca bakıl­dığında iki değişik, ama kaynaştırılmış yaklaşım görülmektedir.

Bunlardan birincisi, yazılı belgelerden ya da anlatıcıların ağzından derlediği yapıtları, oluştukları tarihsel koşullar içinde değerlendirip, bu koşulları nasıl ve ne ölçülerde yansıttıklarını ve bunların değişmesiyle ne ölçüde değiştiklerini incelemektir. Pertev Naili Boratav’ın bu yaklaşımının özelliği, belli koşullarda oluştuklarını gözlemlemekle birlikte, bu yapıtların sözlü geleneğin parçaları olduğunun, bu geleneğin ise yapıtla izleyicisi, anlatanla dinleyicisi arasında sürekli, yaşayan bir ilişkiye dayandığının saptanmasıdır. Bu geleneğin ürünlerini sadece içinde üretildikleri ortamı inceleyip, bundan bazen yüzyıllar sonra içinde tüke­tildikleri ortamı bir tarafa bırakarak değerlendirmenin anlamsız olduğunun kavranılarak, konunun her iki öğesinin hakkı verilerek incelenmesi, halk edebiyatı­nın ölü bir kültürün ürünü olduğu kanısını çürütmek­te, konunun yaşayan ve değişen yönünü de değerlen­dirmek olanağını sağlamaktadır.

İkinci yaklaşım ise, halk edebiyatı ürünlerini kendi başlarına inceleyip, belli bir örneğin konular, tipler, motifler açısından nasıl çeşitlendiğini, aynı veya benzer türden örneklerle aralarında anlatım ve biçim özellikleri açısından ne benzerlikler olduğunu ve bütün bu özellikleriyle bu örneğin nasıl dağılıp, yaygınlaştığını saptayan yapısal bir incelemedir. Böy­le bir yöntemle, toplumsal gelişmedeki yavaşlığın bir ölçüde koruduğu Türkiye halk edebiyatı hâzinesini derleyip düzenlemek ve başka kültürlerin buna ben­zer yöntemlerle derlenmiş halk edebiyatlarıyla karşılaştırmak mümkün olmaktadır. Halk edebiyatının evrensel denilebilecek konuları, tiplerini saptamaya yönelik bu yaklaşımın,Türkiye’deki ilk örneği sayılan Typen türkiscben Volksmârchen’m Türk halk edebi­yatı araştırmalarında yeni bir yol açtığı söylenebilir.

Pertev Naili Boratav Eserleri

  1. Köroğlu Destanı, 1931;
  2. Folklor ve Edebiyat, 1939, (genişletilmiş basımı 1982);
  3. Bey Böyrek Hikâyesine Ait Metinler, 1939;
  4. Halk Edebiyatı Dersleri, 1942;
  5. Pir Sultan Abdal (A. Gölpınarlı ile), 1943;
  6. Folklor ve Edebiyat II., 1945, (genişletilmiş basımı 1983);
  7. Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği, 1946;
  8. Typen Türkiscben Volksmarchen, 1953, (“Türk Halk MasalındaTipler”);
  9. Le Tekerleme- Contribution A l’etude typologique et stylistı- que du conte populaire turc, 1963,|(“Tekerleme-Türk Halk Masalının Stilistik ve Tipolojik incelemesine Katkı”);
  10. Er- Töshtük, 1965;
  11. Az Gittik, Uz Gittik, 1969;
  12. 100 Soruda Türk Halk edebiyatı, 1969;
  13. “Le conte et la narration epicoromanesque”, Turcica, 1969;
  14. 100 Soruda Türk Folk­loru, 1973;
  15. Mabtumkul Firaqui, Poemes de Turkmeme (L.Bazin ile), (“Mahtumkul Firaki, Türkmen Şiirleri”) 1975.

Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 18. cilt, Anadolu yayıncılık, 1984

Yorumlar kapalı.